Üst katta; sanatçının yolculukları sırasında gözünün aradığından çok, gözüne takılan anlar öne çıkıyor ve fotoğraf çekme pratiği ile mesafesini azalttığı daha öznel bir yaklaşım izleniyor. Acar’ın gözü sanki kameranın kendisi. Aradaki fiziki ve düşünsel detaylar kaybolurken, sanatçının peyzaja bakışı daha önce hiç olmadığı kadar net bir biçimde kendini belli ediyor.
Mekânların rastlantısallığı ve istikrarsızlığı fotoğraflara cesaret, dirilik ve deneysellik katıyor. Arabanın içinden çekilmiş fotoğraftaki dikiz aynası, ona yansıyan navigasyon, yolun kendisini göstermek yerine deneyimine vurgu yapıyor.