Taksim Camii Kültür Sanat Merkezi’ndeki sergide, 10 Türk, 35 Arap sanatçının yağlı boya, sulu boya ve özel tekniklerle yapılan 55 eseri sergilendi.
Türk ve Arap ressamları bir araya getiren etkinlikte, açıklamalarda bulunan Arap Derneği Başkanı Metin Turan, Türkiye’de yaşayan Arap sanatçılarla Türkiye’den sanatçıları tanıştırmak ve bir araya getirmek için böyle bir etkinlik düzenlediklerini söyledi.
Turan, Suriye, Yemen, Irak, Ürdün, Filistin ve Mısır’dan Türkiye’ye gelen ve Türkiye’de yaşayan Arap sanatçıları kültür ve sanat faaliyetinde bir araya getirmenin önemine de değinerek, şunları kaydetti: “Arap Baharı’ndan sonra Türkiye’ye yerleşen 5 milyona yakın Arap toplumu var. Onların uyumu ve entegrasyonu çok önemli. Bu faaliyetleri böyle önemli görüyoruz. Tamamen Türk-Arap kaynaşması olsun diye yapıyoruz. Burada sadece resimler yok. Hat eserleri de üç boyutlu çalışmalar da bulunuyor. Kendi hünerlerini sergiliyorlar. Serginin yanında ayrıca kültürel faaliyetleri de yapıyoruz. Onlar bizim türkülerimizi dinliyor mesela. Biz onların sanat yaklaşımlarını oturumlar yaparak öğreniyoruz. Bu etkinlikleri farklı yerlerde de yapmak istiyoruz.”
“BURSA’NIN KAYBOLAN DEĞERLERİNİ TABLOLARIMA TAŞIYORUM”
Suriyeli ressam Walid Salem Kammous, 6 Şubat’taki depremler sonrasında İstanbul’a geldiğini belirterek, “Gaziantep’te yaşıyordum, atölyem de oradaydı. Burada yapılan etkinlikleri çok önemsiyorum. Resim, müzik ve diğer sanat dallarıyla insanların bir arada olması çok kıymetli. Burayı ziyaret eden sanatseverlerin bizlerin eserlerine bakarak feyz almaları çok mutlu edici.” şeklinde konuştu.
Suriye’de iç savaş öncesinde tasavvuf tarihine ilişkin resimler çizdiğini ifade eden Kammous, iç savaş sonrasında ise Suriye’de yaşanan dram ve acıları tablolarına yansıttığını dile getirdi.
Ressam Gülbin Şah Çeliker ise Bursa’da yaşadığını ve doğayı korumak için resimler çizdiğini anlatarak, “Doğamızı korumamız gerektiğine inanıyorum. Bursa’nın kaybolan değerlerini tablolarıma taşıyorum. Mesela Bursa ipeği olan bir tablom var. Çünkü ipeğimiz bitiyor. Bursa ipeğimizi korumamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Çeliker, eşinin de kendisi gibi ressam olduğunu söyleyerek, sanatçıların yaşadıkları çağda insanların birbirlerini daha çok sevmelerini sağlamak gibi bir görevi olduğuna inandığını ifade etti.
Sergide yeni sanatçılarla tanıştığını dile getiren Çeliker, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada eseri bulunan birçok sanatçıyla 4 sene önce tanışmıştım. Birçoğuyla karma sergilerle bir araya gelmiştik. Ben de bir muhacir çocuğuyum. Kendi ülkelerindeki iç karışıklıklar sebebiyle ülkemize gelen insanları çok iyi anlıyorum. Onların da vatanlarını çok özlediğini düşünüyorum. Herkes toprağında, vatanında kalmak ister. Her şey sevgiyle iyileşir. Onların da çok büyük bir sevgiyle vatanlarına döneceklerini düşünüyorum. Çok değerli Arap dostlarım var. Hayattaki en büyük sanat insan olabilmeyi başarabilmektir.”