Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Vildan Külahlı Tanış’ı, eşi Melih Tanış ile konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Yazılarını sürekli odadan odaya taşıdığı ütü masasında yazar. Ütü masası aynı zamanda onun çalışma masasıdır. Bir bavul gibi masasıyla evde dolaştığını görebilirsiniz. Evin o an hangi köşesi müsaitse oraya açar ve yazmaya başlar. İlginç sayılabilecek – benim için de dramatik sayılabilecek- bir anımız oldu tabii ki aramızda. Yazmaya yeni başladığı dönemlerde üzerinde çalıştığı öyküsünü okuyup eleştirmemi istemişti. Ben de eleştirmiştim, bunun üzerine kendisi benimle bir hafta konuşmamıştı. Şu an aramız iyi.
Eşinizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Türk dili ve edebiyatı öğretmeni olduğum için edebiyat üzerine sık sık fikirlerimizi paylaşır, tartışırız. Vildan eskiden beri çok iyi bir okuyucudur. Bir edebiyat öğretmeni olarak onun edebi birikimine hayranım. Ondan pek çok şey öğrendim diyebilirim. Beni pek çok yazarla, sayısız öyküyle, karakterle tanıştırdı. Sevdiği bir kitapta altını çizdiğini cümleleri bana ve çocuklara okur. Bizim o an onu dinleyip dinlememiz çok da önemli değildir aslında. Okuyup “çok iyi ya,” diyerek kitabı kapatır.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Vildan’ın öykülerinin ilk okuyucusuyum diyebilirim. Tabii öncesinde de uzun süre zihninde geçirdiğini bildiğim kurguları da yazmaya başlamadan evvel benimle paylaşır. Öyküsünü kafasında şekillendirirken onun yanı başında olurum genellikle. Çoğu zaman da kafasındaki kurgunun yazıya dökülmesinin çok zor olduğunu söylerim ona. Ama her seferinde beni şaşırtmayı başarır. Bu noktadan sonra ise ben bir okur gözüyle ele almaya çalışırım ortaya çıkan metni. Okur gözüyle metnin nasıl görüldüğünü izah etmeye çalışırım, kurguya dair bir fikrim varsa söylerim. Eleştirileri dinlerken o an biraz atağa geçse de söylediklerim üzerine uzun uzun düşüneceğini bilirim. “Harika, şahane, kalemine sağlık,” diyip geçebilirim aslında ama ben de risk almayı seviyorum sanırım biraz.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Öykülerini genellikle çocuklar uyuduktan sonra günlük hayatın telaşı bittiğinde yazar. Bu zorunlu bir ritüel herhalde. Gece, sessizlik, sigara, iyi demlenmiş çay ve bilgisayarı. Ve tabii belki en başta belirtmem gereken ütü masası. Kendisine defalarca bir çalışma masası almasını söylememe rağmen beni dinlemeyip ütü masasını odadan odaya taşıması onun gerçek ritüeli diyebilirim.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Çoğunlukla aynı anda okuduğu birden fazla kitap evin belirli köşelerinde hep vardır. Son olarak gördüğüm Jaguar Yayınları’ndan çıkan Dag Solstad’ın T.Singer adlı kitabı.
edebiyathaber.net (15 Haziran 2023)